21 Ekim 2016 Cuma

DÜŞLER ÜLKESİ DİSNEYLAND PARİS




Disneyland'e gitme konusunda önceleri biraz kararsızdım çünkü buraya bir bütün gün ayırmak gerekiyordu ve Paris'e henüz doyamamıştım. Ama bir yandan da içimde bir gitme isteği vardı ve kararımı gitmekten yana kullandım. Sonrasında iyi ki de öyle yapmışım dedim. 2 bin hektarlık bir alana kurulmuş olan Disneyland, Paris şehir merkezine 32 kilometre uzaklıkta. İki parktan oluşmakta ve içerisinde 40 tan fazla oyun ve eğlence alanı bulunmaktadır. Bu parklardan biri Disneyland Park diğeri ise Walt Disney Stüdyosudur. Ayrıca konaklamak isterseniz içerisinde 7 ayrı otel bulunmaktadır. Bilet fiyatı yetişkinler için 62 Euro, çocuklar için ise 56 Euro'dur. 

Disneyland'e  kendiniz de ulaşım sağlayabilirsiniz ya da bir turla da gidebilirsiniz. Biletleri internet üzerinden, park girişinden ya da Şanzelize caddesindeki Disney mağazasından alabilirsiniz. Turla gitseniz bile içerisinde özgürsünüz, yeter ki elinizde Disneyland haritası olsun. Çok büyük bir alan istediğiniz yerlere bu harita sayesinde vakit kaybetmeden ulaşabilirsiniz.



 Ben önce stüdyolar bölümüyle dolaşmaya başladım. Hollywood Tower Hotel en favori yeri.  İçerisine girdim. Yalnız kuyrukta fazla sıra oluyor biraz bekliyorsunuz ama güzel bir sistem kurmuşlar sıra çabuk ilerliyor.


 Biletiniz olduğu sürece stüdyolardan bir diğerine geçiş yapabiliyorsunuz. Bu biletler tüm gün geçerli o yüzden atmayın ya da kaybetmemeye özen gösterin. Sonrasında 2. Park alanına geçtim. Mickey Mouse'ın evi girişte tüm Görkem'iyle sizi karşılayacak sonrası tam bir masalsı şölen... Her yerde başka bir güzellik.


Adım atar atmaz bir geçit törenine rastlıyorum. Hemen durup seyrediyorum. Önümüzden Mickey'ler Minie'ler geçiyor. Çocuklar mutluluktan çıldırıyorlar resmen tabii yetişkin olmama rağmen ben bile bu atmosferden etkileniyorum. Bol bol her yerin fotoğrafını çekiyorum. Hem burada paylaşmak için hem de ölümsüz hatıra olsun diye.






  KARAYİP KORSANLARI


 Bir çok oyuncağa bindim ama sanırım içlerinden en zevk aldığım Karayip korsanları bölümündeki kayık turuydu. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Önemli bir detay vermek istiyorum buradaki tüm oyuncaklar bizim İzmir fuarından ya da Tatilya'dan bildiğimiz gibi değil. Tam heyecanlanıyorsun, adrenalin yükseliyor ve orada bırakılıyor. Yani tadı damağınızda kalıyor. Bunun sebebini de öğreniyorum ki insanların tadı damağında kalsın ve bir daha gelsinler. Neyse bu benim için daha iyi oluyor zaten, çok fazla heyecana gelemiyorum.





Carausel bana resmen çocukluğumu hatırlatıyor. Hiç inmek bile istemiyorum. Renkli fincanlarla dönme oyununu o kadar çok seviyorum ki ikinciye bile biniyorum. Hallowen treni, Sandal turları da yine çok hoşuma gidiyor.


ROBİN HOT

Robin Hot'un evini geziyorum. Çok hoşuma gidiyor.





ALADDİN'İN SİHİRLİ LAMBASI




  Ve inanılmaz derecedeki güzellikteki dükkanlar. Bunun için ayrı bir yazı hazırlıyorum. Çünkü orada da güzel detaylar var. Saat 17:30 da büyük geçit oluyor herkes meydana toplanıyor. İnanılmaz bir güzellik, bütün çizgi film karekterleri tek tek önümüzden geçiyorlar. Çocuklar inanılmaz derecede çığlıklar atıyorlar. Eğer çocuğunuz varsa gezinizde bir günü buraya mutlaka ayırın hatta benim gibi yetişkinseniz bile buraya gelin. İnanılmaz derecede mutlu ayrıldım buradan.

0 yorum:

Yorum Gönder