8 Aralık 2017 Cuma

2017 KAHVE FESTİVALİNDEN NOTLAR!

Kahve Festivali 2017


Bu yıl dördüncüsü düzenlenen kahve festivali 21 eylül itibariyle Küçükçiftlikpark'ta yapıldı. Geçen yılda burada yapılan etkinliğe ilgi çoktu. Bence bu  tarz etkinlikler için  Küçükçiftlikpark çok uygun. Hem açık hava hem de büyük bir alan. Her yıl olduğu gibi bu yılda birçok kahve markası standı etkinlikte yerini almıştı. Yen'i içecekler, tatlılar ve olmazsa olmaz tadımlık ikramlar vardı. Şunu söyleyebilirim ki İlk festival ile karşılaştırdığımda müthiş bir ilerleme gördüm. O zaman markalar daha azdı ve her kahve çeşidini festival de sunmuyorlardı. Bence bu bir eksiklikti. Ve Galata Rum İlkokulu küçük ve kapalı alan olduğu için havasızlık sorunu yaşanmıştı. Neyse ki bu festivalde bu sorunlar giderilmiş. Geçen yıl da sanırım bilet seanslarıyla ilgili sorunlar yaşanmış. Ve fazla kalabalık etkinliğe gelenleri rahatsız etmiş. Ama bu yıl böyle bir sorun yaşanmadı. Ben bizzat şahitte olmadım ve konuyla ilgili bir eleştiride duymadım. Zaten İlk gün hafta içi olduğu için çok yoğun değildi. Genelde ilk ve son gün daha çok kalabalık oluyor. 

Kahve festivali’nin Kahve severler için çok güzel bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Bu tarz etkinlikler hakkıyla yapıldığında talep de görüyor. Kahve Festivali de artık oturmuş bir etkinlik haline geldi. Her yıl eylül ayında şehre kahve kokusu buram buram yayılıyor Ve bence bu çok da iyi oluyor. 
Neler Yapabiliriz?
Karikatürist'e resminizi çizdirebilirsiniz.
Kahve ve ikramlıklardan tadabilirsiniz.
Faber  Castel'in standında kitap ayracı Ve kahve bardakları boyayabilirsiniz.
Kahve ve makinalarında indirim alabilirsiniz.
Müziğin keyfini çimlerde çıkarabilirsiniz.
Kahvenin geçmişini öğrenip, Barista eğitimlerine katılabilirsiniz.
Kahve ile ilgili seminer ve söyleşilere de katılabilirsiniz.
Ayrıca kahve açma girişiminde olanlar için sektörden ilgili kişilerle tanışma ve bilgi edinme gibi olanaklarda mevcut. 


6 Eylül 2017 Çarşamba

KUTSAL KENT: VATİKAN

 
Vatikan
 



İtalya'nın Roma şehrinde bulunan Vatikan, bir şehir devlettir. Tanrı-Kenti statüsüne sahip olan tek yer olduğu için Kutsal Kent olarak anılır. Vatikan'a Roma üzerinden giriş yapabilirsiniz. Roma şehir merkezine yani Aşk Çeşmesine 4 km uzaklıktadır. Yüzölçümü bakımından Dünyanın en küçük ülkesi kabul edilir. Yönetim şekli mutlak monarşidir. Papa, devlet başkanı ve aynı zamanda Katolik mezhebinin ruhani lideridir. Vatikan, dünyanın en küçük ordularından bir tanesine sahiptir.


 
 
 
Vatikan İçerisinde Gezilecek Yerler
Vatikan Müzeleri
Vatikan Bahçeleri
San Pietro Meydanı
San Pİetro Bazilikası
Sistine Şapheli
Aziz Petrus Heykeli
 

Pieta
Michelangelo'nun eseridir. Özel cam bir bölmede sergilenir. Meryem Ana'nın kollarındaki Hz. İsa'nın tasviridir.


 
Yukarıdaki fotoğraf Meryem Ana'nın gençliğinin büstüdür.
 
Vatikan'ın içini gezerken büyüleneceğinizden şüphem yok ve içinizde her yeri adım adım gezme isteği uyanacak. Korkmayın bunlar doğal tepkiler. Yalnız dikkat etmeniz gereken bir konu: Vatikan'a giderken etek, şort, ince askılı bluzlar tercih etmemelisiniz ya da yanınıza bir şal alarak örtmeniz gerekmektedir. Vatikan'ın etrafında çok sayıda hediyelik eşya dükkanları var. Tabii tahmin edeceğiniz gibi bardak. buzdolabı süsü, anahtarlık hepsinin üzerinde Papa'nın resmi var.
 


 
 Sadece Vatikan için Roma'ya gidilir mi bilemiyorum ama eğer Roma'ya geldiyseniz Vatikan'ı görmeden ayrılmamalısınız. Bir de giriş saatlerini gitmeden önce araştırmanızı tavsiye ederim. İçerisinde rehber anlatımları yasak, isterseniz cd çalar ile İngilizce de anlatımlar yapılıyor. Bu yazıya bir şekilde denk geldiyseniz ya Vatikan'dan dönmüşsünüzdür eğer öyleyse umarım anılarınız tazelenmiştir. Ya da ufukta Vatikan'a gitme planları vardır. Onun için de şimdiden keyifli bir seyahat dilerim.
 

25 Haziran 2017 Pazar

BRAGA GEZİ NOTLARI



Braga Gezi Notları


Portekiz'in üçüncü büyük şehri olan Braga, aynı zamanda benim Portekiz'de gördüğüm üçüncü şehir. Aslında Braga ve Guiamaresh yazısını birlikte hazırlarım diye hep düşünmüş, Guiamaresh gezimi son haftaya bırakmıştım fakat Kötü hava koşulları sebebiyle ve işlerinde yoğunlaşmasıyla malesef Portekiz'in doğduğu toprak olarak anılan bu şehre gidemedim. Eğer siz geniş kapsamlı bir Portekiz turu yapmayı planlıyorsanız bu şehri de listenize ekleyin derim. Genelde erasmuslu öğrencilerin olduğu küçük bir şehir. Neyse ben Braga gezime döneyim. Porto Sao Bento tren istasyonundan kuzey yönüne doğru bir saat on beş dakika gibi bir sürede Bragaya ulaşıyorum. Bragadaki tren istasyonuna iner inmez dışarda otobüsler var. İster şehir merkezine isterseniz de Bom Jesus'a bu otobüsleri kullanarak gidebilirsiniz. Ben önceliğimi Braganın simgesi haline gelmiş Bom Jesus de Monte'den yana kullanıyorum. Otobüs direkt sizi önünde indiriyor. Katedral'e ulaşmak için bir hayli merdiven tırmanmanız gerekiyor. Yemyeşil bir koru adeta. İnsanlar sabah yürüyüşlerini burada yapıyorlar. Tepeden de görünen bir şehir manzarası ise şahane. Ama asıl olay aşağıdaki görselde görmüş olduğunuz, muhteşem simetrili bu yapı. Bu yapı Carlos Amarante tarafından neoklasik olarak çevrilmiş. Katedralin altındaki labirentli şaşırtmalı merdivenler sanırım burayı özel kılıyor. Bununla ilgili bir hikayede var. Eğer hıristiyanlığa sırtını dönersen bu merdivenlerde koybolorsun.




Daha yukarıda bir park var. Çardaklar da oturup dinlenebilir, kafeterya da dilerseniz bir şeyler atıştırabilirsiniz. Fenikülerlede çıkmanız mümkün ama tercihe bağlı bir şey. Ben çıkarkende inerken de merdivenleri kullandım. Braga şehir merkezi ise küçük, yeme içme hediyelik eşya satan dükkkanlar var. Braga'nın yeşil şarabı çok meşhur. Henüz olgunlaşmamış küçük yeşil üzümden yapılıyor. Lezzeti de güzel denebilir. Fiyatları çok uygun. Portekiz'in her şehrinde olduğu gibi burada da insanlar çok sıcakkanlı Ve yardımsever. Döndükten sonra bu yazıyı yazıyorum Ve aklıma hep güzel anılar geliyor. Eğer planlarınızda Portekiz'e gitmek varsa hiç geciktirmeden mutlaka bu güzel ülkeyi görün. Hatta benden Porto'ya ayrı bir selam götürün.

23 Mart 2017 Perşembe

AŞK ŞEHRİ: ROMA

ROMA


İtalya'nın başkenti aynı zamanda en kalabalık, sokaklarının buram buram aşk koktuğu şehir, Roma...
2800 yıllık şehir, tarihte birçok uygarlığa da başkentlik etmiştir. Katoliklerin ruhani lideri Papa'nın yaşadığı bağımsız devlet Vatikan'da burada yer alır. Burası aynı zamanda dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip ülkesidir. Mutlak monarşi hakimdir, Devletin başkanı olan Papa, yasama, yürütme ve yargının da başkanıdır. Vatikan, çok sayıda turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Boşuna aşk kokan şehir demiyorum çünkü La Fontana di Trevi yani Aşk Çeşme'si şehrin tam orta meydanında bulunuyor. Üç kavşağın ortasında bulunduğu için Trevi adını aldığı söylenmekte. Muazzam derece de gösterişli olan Çeşme, Nicolas Salvi tarafından Klasik ve Barok tarzında yapılmıştır. Buraya ziyarete gelenler Çeşme'ye arkalarını dönüp, dileklerini diledikten sonra omuzları üzerinden çeşmeye doğru para atarlar. Malesef Çeşme benim gittiğim dönemde onarımdaydı. Yani Çeşme'yi şarıl şarıl suyu akarken göremedim. Havuzun içi de boştu ama para atılmasına izin veriliyordu. Bir de Çeşme'nin ortasına köprü inşaa etmişlerdi, buradan geçerek Çeşme'yi daha yakından görebilme imkanımız oldu. Tabii şimdi Çeşme'nin restorasyonu tamamlandı. Yani ben üç yıl önce gitmiştim. Bu bilgi de o zamana ait. Aynı zamanda Çeşme'nin bulunduğu bu meydanda yemek için çok sayıda alternatif restoran var. Burada yediğim bir pizza vardı ki hayatımda yediğim en lezzetli pizzaydı. Burada gerçekten abartı yok:) Bence öğlen yemeğinizi buradaki restoranlar da yemeyi tercih edin. Roma'da her yer birbirine yakın, şehri yürüyerek keşfetmeniz mümkün

  
Çeşme'den yürüyerek İspanyol Merdivenlerine ulaştım. Burada İspanya Büyükelçiliğin olduğu için bu bölgeye " Piazza di Spagna" deniyor. Benim gezim sırasında hava aşırı derece de sıcaktı, merdivenlere oturdum ve dinlendim. Bu arada ben ekimin ilk haftası gittim. Hava çok sıcaktı ama bunaltmıyordu aslında tam gezmelik bir havaydı. Nisa'n ayında havalar İtalya'da sıcalmaya başlıyor. Yaz aylarında sıcaklık daha artış göstereceği için bence gezinizi baharda ya da sonbaharda planlayabilirsiniz. Sonrasında bu merdivenleri çıkıp tepeden şehri seyrettim. Buradan şehirin manzarası inanılmaz güzel ayrıca burada ressamlar resim yapıyorlar ve satıyorlar. 



Kolezyum ise eskiden gladyatör dövüşlerinin sergilendiği bir arenaymış. Aynı zamanda o yıllarda çeşitli halk gösterileri, meşhur savaşların yeniden canlandırılması da yapılıyormuş. Tarihin bilinen en eski amfitiyatrolarından. Yaşanan depremlerden dolayı günümüzdeki şeklini almıştır. İtalya'nın önemli simgelerindendir. Geziniz sırasında fırsatınız olursa içini gezmeyi ihmal etmeyin. 

Ben güzel anılarla her seyahatimde olduğu gibi bol fotoğrafla ve itiraf etmeliyim ki biraz şehre doyamadan ayrıldım. Belli başlı yerlerini gördüm ama daha gezilebilecek güzellikte yerler olduğunu düşünüyorum. Malesef sokaklarında kaybolmadan bir şehri tanıyamıyor insan. Seyahatiniz Roma'ya ise şimdiden keyifli geziler dilerim.

12 Mart 2017 Pazar

PORTO TOP BEŞ CAFE

.
 
Majestic Cafe


 
Sadece Porto'nun en Gözde cafesi değil ayrıca dünyanın bilinen en eski cafelerinden biridir. Önceleri Elite Cafeymiş adı ve elit kesime hitap ediyormuş sonradan turistlerin ilgisini çekmiş ve isim değişikliğine uğrayarak Majestic Cafe olmuş. Santa Catarina caddesinin göbeğinde bulunan Cafenin önünde her daim kuyruk olmakta. Ama Porto'ya gelip de Majestic cafede kahve içmemek olmaz.
 
Hard Rock Cafe


Dünyada 36 ülkede toplam 143 Hard Rock Cafe bulunmaktadır. İlki Londra'da 1971 yılında kurulmuş olan Hard Rock Cafe , Porto'nun meşhur meydanı Avenida dos Aliados  meydanında yerini almıştır. Dünyada bu kadar şubesi olan Hard Rock Cafe görülmeye değer.


 
Livraria Baixa
 
 
Bazı cafeler bir anda dış dizaynıyla dikkatinizi çeker ve orada kahve içmek istersiniz. Benim de Porto sokaklarında dolanırken bir anda Livraria Baixa cafe gözüme çarptı. Yukarıdaki resimden de göreceğiniz üzere cafenin vitrini oldukça ilginç... bir bölmesinde iç çamaşırları, diğer bölmesinde ise eski bir bisiklet... Bence gayet yaratıcı ve dikkat çekici. Vitrindeki iç çamaşırları açıkcası bana itici gelmedi. Cafe Livraria Lello Kütüphanesiyle aynı cadde üzerinde çaprazında bulunuyor.
 


Porto de Baixa


Sao Bentodan tren istasyonun karşı sokağında yürürken bu sevimli cafeyi gördüm. Birbirinden lezzetli tatlıları ve sıcak ortamı ile gönlümü kazandı. Ayrıca bulunduğu cadde üzerinde Porto'nun birbirinden yetenekli sokak sanatçıları sayesinde bir yandan kahvenizi içerken bir yandan da müzik şöleni yaşamanız mümkün.
 
Starbucks Cafe


Starbucks Dünyanın birçok ülkesinde ve şehrinde şubesi olan bir Cafe dir. İstanbul'da da çok sayıda şubesi var. Portoda merak etmiştim ama sadece 1 tane şubesi var. Porto zaten çok büyük bir şehir değil. Üstelik daha farklı bir kahve kültürü de olduğu için bu durum normal. Eğer Porto'ya giderseniz Starbuck Gaia tarafında bulunuyor. Gayet kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. Küçük bir Starbucks ama Portekiz'in geleneksel tatlısı Nata bile burada satılıyor.



 Açıkçası yazıyı Porto'nun 5 cafe'si olarak hazırlamıştım ama sonradan artı bir ekleme gereği duydum. Cafe'nin maalesef ismi aklımda değil sonradan araştırdım fakat adını bulamadım ama görsel size yardımcı olur diye düşünüyorum. Bu Cafe sadece benim değil sanırım birçok insanın dikkatini çekmekte. Zaten nasıl çekmesin cafe'nin üzerinde rengarenk çiçekler asılmış ve vitrinde macaronlardan yapılmış, sevimli, kocaman bir maket pasta... üstelik servis porselen takımlarla yapılıyor. Anlayacağınız üzere Porto'nun lüks cafelerinden.


5 Şubat 2017 Pazar

PORTO ÇARŞI PAZAR DOLAŞMACA


Merca do Bolhao Market


1914 yılında kurulan Bolhao, sokak pazarlarının kapatılmasıyla şehrin tek ve en büyük kapalı pazarı haline gelmiştir. Burada taze meyve, sebzeden, hediyelik eşyaya, taze çiçeklere kadar pek çok şey satılmakta. Özellikle de turistlerin ilgisini çekmekte. Ben de Porto şehir merkezine her gittiğimde buraya uğruyorum. İlk zamanlar alışveriş için gidiyordum sonrasında sadece pazarda gezmekten keyif almaya başladığım için gitmeye devam ettim. Burada satılan hediyelik eşyalar vs diger dükkanlara oranla daha ucuz. Üstelik indirim yapma konusunda cömertler. Mesela magnet( buzdolabı süsü) 1 euro havlular yine 1 Euro.


 





Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz çantalar ve cüzdanlar Portekiz'e özgü ve Çok popüler. Siz de Portekiz'e geldiğinizde her yerde bu çantalardan göreceksiniz. Fiyatları değişmekle birlikte genelde çantalar 20euro civarı , cüzdanlar ise 5-10euro arasında değişmekte.

Tezgahlardaki renk cümbüşü çok hoşuma gidiyor. Portekize özgü çanta ve cüzdanlar en çok satılan ürünlerden
 



Bu Pazar'ı  bence en özel kılan şey taze sebze, meyve ve çiçeklerin satılıyor olması. Özellikle meyvelerinden tatmalısınız. Ayrıca pazarda şarap da satılmakta. Güzel kutularlarda satılan bu şaraplardan sevdiklerinize götürebilirsiniz. Ayrıca satıcılar çok güler yüzlü hemen yanınıza gelip yardımcı olmaya çalışıyorlar. Çoğu ingilizce bilmemesine rağmen anlaşabiliyorsunuz. Ya da hemen ingilizce bilen birini çağırıp size yardımcı olmaya çalışıyorlar. Ayrıca yine Portekiz´in simgesi haline gelmiş olan horozlardan da satın alabilirsiniz. 



 
Santa Catarina caddesine çok yakın olan Bolhao Market hafta içi 07.00 ve 17.00 saatlei arası açık, Cumartesi günleri saat 13.00 e kadar. Pazar günleri ise kapalı.
 
Riberia Pazar



Aslında başlığa ne yazsam bilemedim yani bu pazarın adı yok sanırım Riberia çarşısına kurulduğu için böyle yazdım. Nehir kenarına kurulmuş olan bu pazar aslında birkaç tezgahtan oluşuyor. Turistlik bir yerde kurulduğu için pazar da genellikle turistler geziniyor. Buradan da uygun fiyatlara masa örtüleri, havlu vs alabilirsiniz. Genelde hep kurulu oluyor sadece resmi tatillerde ve özel günlerde kurulmuyor. 

2. El Pazarı



Bir arkadaşım sayesinde öğrendim ve sanırım Porto`ya daha geldiğim ilk günlerde bu pazara gittim. Temiz kullanılmış ürünler bu pazarda satılıyor. 80`ler de 90`lar da popüler olan bir çok şeyi bu pazarda bulamanız mümkün. Mesela sanal bebekleri gördüğümde çok şaşırmış aynı zaman da çok da hoşuma gitmişti çocukluğumun oyuncağını görmek. Burada şaşıracağınız aslında çok şey var. Eski fotoğraf makinaları, telefon, eski biblolar, kitaplar, oyuncaklar, giyim ürünleri ve daha aklınıza gelebilecek olan bir sürü şey. Hepsinin fiyatı çok uygun. 50 cent´e gömlek alabilmeniz bile mümkün. Ayrıca pazarlık da yapabilirsiniz. Ama buna çok gerek de yok çünkü fiyatlar inanılmaz derecede uygun. Ben 4 euro'ya kot ceket aldım ve burada çok da kullandım. Özellikle saatler çok ilgimi çekmişti. Bu pazarda gezerken kendimi vintage bir mağaza da  gezer gibi hissettim. 





Cumartesi ve pazar günleri sabah erken bir saatte kuruluyor 13.00 de toparlanıyor. Biraz erken kalkıp gitmeniz gerekiyor. Porto şehir merkezine de çok yakın yarım saatte yürüyerek ulaşabilirsiniz.






Üniversite Binasinin Yani
Bir diğer sevdiğim pazar ise Porto Üniversite binasının yanında, nostaljik tramvayların kalkış noktasına kurulmuş olan pazar. Burada el emeği ürünler satılıyor ve yine dükkanlara oranla çok daha ucuz. Buradan kokulu taşlar, Portekiz'e özgü takılar, havlu, masa örtüsü vs. alabilirsiniz. Benim en çok ilgimi reçellerin satıldığı tezgah çekmişti. El emeği yapılan bu reçeller gerçekten çok lezzetli😋

PORTEKİZ'İN VENEDİK'İ AVEİRO/ COSTA NOVA



AVEİRO/ COSTA NOVA


Portekiz'in Güney'inde yer alan Aveiro, renkli gondollarıyla ki bu gondollara burada Moliceiros deniliyor, adeta Venedik'i anımsatıyor. Hatta Aveiro için Portekiz'in Venediği diyebiliriz. Aveiro'ya Portodaki Sao Bento tren istasyonundan kalkan tren ile 1saat on beş dakikaya gidebilirsiniz. Gidiş dönüş tren bilet fiyatı ise 6.90 Euro. Ve trenin geçtiği yerler çok güzel olduğu için gayet keyifli bir tren yolculuğu sizi bekliyor olacak.


Aveiroya gelmişken buranın meşhur tatlısı olarak bilinen Ovos moles`i tatmamak olmaz. Yumurta sarısından yapılan ve yediğiniz de yumurta yemişsiniz hissi veren bir tatlı. Zaten Portekiz'deki birçok tatlı yumurtalı oluyor ve yoğun yumurta tadı neredeyse bütün tatlılarda hissediliyor. Ama beklediğimden daha lezzetli bir tatlı çıktı. Buraya gelmişken mutlaka denemelisiniz diye düşünüyorum. Bütün pastanelerde satılıyor. İlk gittiğim de bu tatlıdan haberim yoktu ama ikinci gittigim de ilk işim denemek oldu.


Ve tabi ki Aveiro'nun simgesi haline gelen gondollarla tekne turu yapabilirsiniz. Normal fiyatı 8 Euro ama grup indirimi yapıyorlar. Rehber, Portekizce ve İngilizce anlatım yapıyor.Ve tekne turu bitiminde buraya özgü okyanus tuzu hediye ediyorlar. Bu tur zaten yaklaşık 20-25 dakika sürüyor, bu sahil kasabasını sizlere gezdiriyor.




 Sonrasında  Aveiro'nun Çarşısına göz atabilirsiniz. Yan yana dizilmiş olan bir sürü dükkan var. Hediyelik eşya satan bu dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz ama burasının turistik bir yer olduğunu ve bu yüzden fiyatların normale oranla daha yüksek olduğunu da unutmayın.



Balıkçı kasabası olan Aveioro'da birbirinden lezzetli okyanus balıklarını tadabilirsiniz. Özellikle  burada Bachalhau denemenizi tavsiye ederim. Eğer vaktiniz kalırsa Aveiro müzesini ve seramik fabrikasını da gezebilirsiniz. Ben iki kere Aveiro'ya gitmeme rağmen burayı gezemedim malesef. Yine buradaki tek alışveriş merkezinde mola verebilirsiniz, Balık sevmiyorum diyorsanız burada alternatif restoranlar da var.


 Aveiro'ya gelmişken buraya kırk dakika uzaklıktaki Costo Nova'ya uğramamak olmaz diye düşünüyorum. Buraya Otobüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Gidiş, dönüş 3.40euro. Yalnız otobüs 1saat arayla kalktığı için gidiş ve dönüş saatlerine önceden bakmanızda fayda var. Buraya ulaştıktan sonra okyanus  kenarındaki uzun yürüyüş parkurunda yürüyüş yapabilir ya da muhteşem okyanus manzarasını seyredebilirsiniz.




Costo Nova'nın bu kadar ünlenmesini bir sebebi de renkli çizgili evleri!! Burası
inanılmaz sevimli bir yer gerçekten. Kendinizi bir anda masal diyarına gelmiş gibi hissetmeniz de normal. Yaklaşık iki üç sokak 50 ye yakın  renkli çizgili sahil evlerinden oluşan Costa Nova, turistlerin de ilgisini çekmekte.



Eğer sizin de Aveiro'ya gitme planlarınız var ise hiç geciktirmeden bu sevimli yeri görmeye gidin derim. Keyifli geziler.