Bir proje kapsamında yolum Porto'ya düştü. Ve 2 ayımı bu güzel şehirde geçirdim. İtiraf etmeliyim ki bu iki ayın sonunda bu şehre aşık oldum. Renkli evleri daracık sokaklarıyla Porto adeta keşfedilmeyi bekliyor. Her sokak ayrı bir güzelliğe açılıyor. Ayrıca Porto, bu yıl Avrupa'nın en iyi destinasyonu şeçildi. Daha önce üç kere aday olmuş olan Porto, bence bunu fazlasıyla hak etti. Şahane tanıtım videoları çekildi. İşte bu güzel şehri bir de benİm gözümle görün istedim😊Portekiz`in kuzeyinde Rio Douro nehrinin ağzında bulunan Porto, Portekiz'in başkenti Lizbon'dan sonra, ülkenin ikinci büyük şehridir. Öncelikli olarak Porto'nun havasından bahsedecek olursam. Porto, her ne kadar sıcak bir iklime sahip olsa da okyanus kenarına kurulmuş bir şehirdir. Yani okyanus esintisinden dolayı özellikle akşamları hava bir anda serinleşebiliyor bu şehirde. Bu şehre hiç kar yağmıyor fakat kar soğuğunu aratmayacak derecede hava soğuyabiliyor. Bir de kış döneminde aralıksız yağan yağmurlar ile karşılaşmanız mümkün olduğu gibi çoğunlukla güneşli havalara denk gelmeniz de mümkün😊 Sanırım ben bu konuda şansydım. Kış dönemi olmasına rağmen 2 ay boyunca çok yağmura denk gelmedim.
Avenida dos Aliados
Douro Nehri ve Riberia
Porto denince akla gelen ilk yer belki de meşhur Douro nehri ve Dom Luis Bridge köprüsüdür. Douro çok büyük bir nehir ve İspanya'dan başlayıp, Porto'dan Atlas okyanusuna dökülüyor. Aynı zamanda şehri Porto ve karşı tarafta kalan Gaia şehri olarak ikiye ayırıyor. Porto kısmı Riberia bölgesi olarak anılıyor. Ayrıca burası Unesco tarafından Dünya mirası listesinde yer alıyor. Bir sürü renkli evler ve alt tarafında Douro nehrine karşı dizilmiş birbirinden lüks restoran ve cafeler bulunuyor. Tahmin edersiniz ki Duoro nehrine karşı dizilmiş olan bu restoranlar pahalı. Burayı daha çok İstanbul'daki Bebek, Ortaköy'e benzettim. Bu restoranların menüsü daha çok Deniz mahsülleri, balık ve şarap üzerine. Eğer seviyorsanız en doğru adres ama diğer yerlere oranla pahalı olduğunu da unutmayın. Tam nehrin ucuna kurulmuş olan bir pazar var. Bu pazardan ucuza hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Porto'ya özgü horozlu havlular, süs eşyaları, magnetler, aksesuar ( takı, çanta) vs bulabilirsiniz. Biraz daha ilerleyip tepeye çıktığınızda daracık sokaklarda birbirinden tatlı cafeler göreceksiniz. Ve bu cafelerden gelen waffle kokusu inanılmaz. Ve yine bu sokaklarda ilerlerken fotoğraf makinanızı elinizden düşüremeyeceksiniz. Sanırım bu şehri bu kadar güzel kılan da sevimli daracık sokakları, renk renk boyanmış evleri.
Vila do nova de Gaia
Dom Luis Bridge
Elbette ki Douro nehri üzerine kurulmuş olan ve Gaia ile Porto şehirlerini birbirine bağlayan meşhur köprü Dom Luis Bridge... Köprüyü yapan firma Gustave Eiffel şirketi yani Paris'teki meşhur Eyfel kulesini yapan şirket. Ama bu köprünün yapım yılı Eyfel kulesinden önce olduğu için Portolular bu köprüye çok önem veriyorlar. Aslında köprü I Luis'in karısı tarafından isim değişikliğine uğramış ve I Luis köprüsü olarak değiştirilmiştir. Köprünün üstü de altı da kara ve yaya ulaşımına açık. Sanırım bu özelliğe sahip olan tek köprü. Ayrıca köprünün üzerinden Porto'nun muhteşem manzarasını seyredebilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.
Santa Catarina Caddesi
Sao Bento Tren İstasyonu
Livraria Lello Kütüphanesi
Bolhao Market
Torre dos Clerigos
R. de São Filipe de Nery caddesinde yer alan bu kule, şehir manzarasının en iyi görüldüğü yer belki de. Ancak bu manzarayı izleyebilmeniz için 240 merdiven basamağı çıkmanız gerekiyor. Giriş ücreti ise 2 euro, 09.00- 19.00 saatleri arasında gezilebiliyor.
Aveni dos Aliados meydanında bulunan Clerigos Kilisesi, ilk olarak binanın dış mimarisi dikkat çekiyor. Porto`ya geldiğim ilk günlerde daha dikkatimi çekmişti. Biraz araştırma yaptım ve öğrendim ki şehrin ilk Barok kiliselerindenmiş 6 katli olan bu yapıyı turlar eşliğinde veya bireysel olarak da gezmeniz mümkün .
Palácio da Bolsa
Porto ticaret odası tarafından inşa edilmiş olan Borsa Sarayı R. de Ferreira Borges bölgesinde yer alıyor. Turistlerin de uğrak noktası haline gelen Saray da en dikkat çeken yer ise önemli kişilerin ağırlandığı Arap salonudur. Günümüzde Kongre Kültür merkezi olarak faaliyetlerine devam etmekte olan Bolsa Sarayı 08.00 ve 18.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Atlantic Ocean/ Foz
Portoya gelip de Atlas Okyanusunu görmemek olmaz elbette. Riberia bölgesinden yürüyerek biraz uzun bir yürüyüş olacak ama bir o kadar da keyifli bir yürüyüş yapabileceğiniz gibi Avenida dos Aliados meydanından kalkan 500 nolu otobüsü de kullanabilirsiniz ya da 1 numaralı tranvayla da buraya ulaşabilirsiniz. Okyanus boyunca yürüdüğünüzde de Foz`a ulaşacaksınız. Zaten bu yürüyüşünüz boyunca bir hayli cafe göreceksiniz dilerseniz bu cafelerden birinde dinlenebilirsiniz.
Jardim do Palacio de Cristal
Adını içersindeki saraydan alan içindeki bahçeleriyle ve şehrin tepeden manzarasıyla görülmeye değer bir yer olan Cristal park.Yaklaşık 8 hektarlık bir alana yayılmış olan park,bol oksijenli yürüyüş parkurlarına da sahip. Ulaşım için otobüsle Aveni dos Aliados meydanından 200 nolu otobüsü kullanabilirsiniz.
Se Katedrali (Porto Katedrali)
Şehrin ana katedrali olan ve Gotik, Barok tarzdaki mimarisiyle dikkat çeken Se Katedrali, Hristiyan Haçlıları tarafından yapılmış ve bir deprem sırasında hasar alıp, tekrar restore edilmiştir. Hatta bir sürede cami olarak kullanılmıştır. 3 Euro'ya içerisini gezebilirsiniz. Bi ara ziyaretçi girişi yapılmıyormuş diye okumuştum ama şu anda giriş yapılıyor. Katedralin dıştan görünümü ihtişamlı ayrıca geniş avlusundan da şehir manzarasını izleyebilirsiniz.
Jaen San Ildefunso Kilisesi
Santa Catarina caddesinin sonunda yer alan kilise de yine Portonun simgelerindendir. Kilisenin içi ziyarete açık ve ücretsiz gezilebiliyor.
Porto´da gezebilecek diger yerler ise, Casa da Musica (Konser Salonu), San Francisco Klisesi, Estádio do Dragáo Stadyumu, Portekiz Fotograf Muzesi
Kısa bir Porto turu yapmak için aşağıda ki linki ziyaret edebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=kY9_7UeIBhs
Lizbon'a gidip Porta'ya uğramamak nasıl bir şey ise işte biz onu yaptık..
YanıtlaSilAma bu yazıyı gördükten sonra pişmanlık olmadı değil. Elinize sağlık.
Not: Porto Katedrali ile Lizbon Katedralinin birbirine bu kadar çok benzemesi ilgimi çekti. Ben Spongebob'a bile benzetmiştim.
teşekkürler.
Ben teşekkür ederim. Bazen malesef planlarda aksilik çıkabiliyor, Ben de Porto'da iki ay kalmama rağmen Lizbon'a geçemedim. İlerde gitmeyi mutlaka istiyorum. Porto Katedrali ile Lizbon Katedralinin benzerliğine de kesinlikle katılıyorum.
YanıtlaSil